BELÇİKA - BELGIQUE BELÇİKA - BELGIQUE: DEMOKRASİ SEÇİMLER DEMOKRATLIK

BELÇİKA - BELGIQUE

Yaşama dair

jeudi, octobre 19, 2006

DEMOKRASİ SEÇİMLER DEMOKRATLIK

DEMOKRASİ SEÇİMLER DEMOKRATLIK

Yerel seçimlerin arkasından yapılan yerel televizyon programında "yabancılar demokrasiyi kurtardı"diyor bir sosyolog.
Bu bir onurdur yabancılar için. Gelip yaşamına katıldığımız, yaşamına karışıp gittiğimiz ülkenin demokrasisini kurtarmak çok onurlu bir tavır.
Demek ki buradaki yaşam bizi ilgilendiriyor. Buradaki sosyal ve siyasal yaşama katılıyoruz; her altı yılda bir de olsa oy veriyoruz ve demokrasiyi kurtarıyoruz. Bu ülkede var olan demokratik ortamın korunmasının, bizlere yaşam alanı sağladığının farkındayız. Verdiğimiz oylarla, aşırı sağ parti (vlaams belang) nin sıçrama yapması engellendi.
Aşırı sağ; bütün dünyada olduğu gibi burada da düşmanlıklar üzerine politika yaparak ve insanları korkutarak iktidar yolu arıyor. Bizler de (yerlisi olmayan halk) şunun çok iyi farkındayız ki; aşırı sağın iktidarı, demokratik yaşam alanını daraltma faaliyetine, bizlerden başlayacaktır. Bu farkındalık bizleri demokratik partilere oy vermeye itti.
Demokratik ortamın korunması için, demokratik partilere oy veren bizler(yabancılar) yani "demokrasi kurtarıcıları", demokrasi nedir ne değildir? Demokrasi denince ne algılıyoruz, demokrasi ile demokrat olmak arasındaki ayrılıklar ve aynılıkları ne kadar algılayabiliyoruz? Bu sorular üzerine düşünmemiz gerekiyor.
Demokrasiden anladığımız sadece onu kullanmak mı yoksa onunla yasayıp onu geliştirmek mi?
Demokrat olmak için sadece demokrasiyi savunan partilere oy vermek yetiyor mu? Yetmiyorsa, demokratlık bir yaşam biçimiyse eğer o zaman yaşamımızın her alanında demokrat olabilmek için çaba harcamak gerekir.
Çıkarlarımız için demokrasiyi (demokratik ortamı) kullanmak ama demokrat olamamak demokrasiyi tüketici bir süreçtir. Aşırı sağın ve fundamantel dini hareketlerin yaptığı budur. Demokrasi, başkalarına da; başka düşünce ve anlayışlara da, başka grup ve insanlara, halklara ve topluluklara (liste uzatılıp gidilebilir) var olma hakkına saygıyı temelinde barındırır. Bu gün azınlık olan bir düşüncenin yok edilmesini değil çoğunluk olabilme hakkının tanınmasını temelinde barındırır.
Bu demokratik ortamın (kapitalist sistemde her ne kadar demokrasi ekonomik güç ile ölçülüyor olsa da) oluşumu sabahtan aksama olmuş bir şey değildir, insanlık ve toplumlar tarihinin uzun yüzyıllarda süren bir gelişimidir. İnsanlığın ekonomik –sosyal gelişmesinde bir aşamayı gösteren kapitalist sistem içinde, sosyal sınıfların kendi çıkarları çerçevesinde örgütlenmesi ve karşı çıkar gruplarıyla savaşları sonrasında oluşan bir denge ortamıdır demokrasi aslında. Tarafların birbirlerine tahammülüdür. Farklılığa yaşam hakkı tanımasıdır.
İşte bu tahammülü yaşam biçimine dönüştürebilmektir demokrat olmak. Farklılıklara tahammülü olmayan ama bu tahammül ortamını( demokratik ortamı) kullanarak iktidar ve güç elde etmeye çalışanlara karşı sistemin tek güvencesi demokrat insanların çoğalmasıdır.
Bizlerde "demokrasiyi kurtardığımıza"göre, demokrasinin güvencesi olduğumuza göre bizler birer "DEMOKRATIZ" !
Sadece burada değil, kendi ülkemizdeki ve dünyadaki farklı düşüncelere ve farklılıklara karşı tahammülümüz var." asmayıp da besleyecek miyiz" demiyoruz. Tam tersine bu türden tahammülsüzlük ve düşmanlık ibaresi taşıyan düşüncelerle savaşıyoruz. Çünkü bu düşünce biçiminin demokrasinin düşmanı olduğunu biliyoruz. Demokrasi, insanlığın yüzyıllarda süren bir savaşımının sonucunda elde ettiği kazanımıdır. Bu gelişime düşmanlığın, insanlığa düşmanlık olduğunun farkındayız ve de karşısındayız.
Mı acaba?
Demokrat değilsek demokrasinin kullanıcısı ve tüketicisi isek o tükendiğinde bizi bekleyen sona hazır olmalıyız. Çünkü o günler hiç kolay günler olmayacaktır. Almanya tarihinde Hitler dönemine bakın yeter.



Sadık Aygül
fb494753@skynet.be

1 Comments:

  • At 1:31 PM, Anonymous Anonyme said…

    Demokrasi & Cumhuriyet tartışmaları konusunda güzel bir örnek hafızam beni yanıltmıyorsa Özdemir İnce vermişti. Benzetme şarap ve bardakla ilgili..Burada şarap demokrasi, bardak cumhuriyet oluyor şimdi biraz açayım konuyu;

    * Bir kesim hem kadehten (cumhuriyet), hem şaraptan (demokrasiden) nefret eder onun amacı şarabın dökülmesi ve bardağı kırmak şeriat getirmektir, ama bardağı kırmak için demokrasi sever yani şarapsever gözükür bu ifade yobaz kesimi anlatıyor.

    * demokrasiyi seven ama bardaksız (cumhuriyetsiz) şarabın bardakta durmayacağını savunan, bardağın önemini kavrayan, daha cumhuriyetçi bir kesim.

    * Şaraba bayılan ama, onu koruyan dökülmesini önleyen şeyin bardak (cumhuriyet) olduğunu unutmuş gözüken sorumsuz bir gurup.

    bu konuda lütfen İngiltere krallık, İran cumhuriyet v.s örneğini vermeyelim baydı artık, burada anlatmak istediğim Atatürk' ün kurduğu cumhuriyetin tepeden inmecide olsa demokrasinin altyapısını oluşturan laik kazanımları !

     

Enregistrer un commentaire

<< Home

 
www.sitemerkezi.net iYiSite.NeT Türkiye'nin En iYi Siteleri Site Ekle référencement marketing et
Hitinizi artirin Melinet WEB Design