BELÇİKA - BELGIQUE BELÇİKA - BELGIQUE: Fransa´nın yasa müsveddesi..

BELÇİKA - BELGIQUE

Yaşama dair

dimanche, octobre 01, 2006

Fransa´nın yasa müsveddesi..


Fransa´nın yasa müsveddesi..

"Ermeni soykırımı" iddialarını kabul etmeyenlere 1yıldan beş yıla kadar hapis ve 45 bin Euro para cezası verilmesini öngören tasarı, 12 Ekim´de yeniden Fransa Parlamentosu´nda görüşülecek. Fransa Parlamentosu, 2001 yılında kabul edilen bir yasayla bu konuyla ilgili tarihi gerçekleri çarpıtılmış ve sözde Ermeni soykırımı resmen tanımıştı. Şimdi bir adım ileri giderek, soykırım iddialarını tartışmanın, doğru olmadığını savunmanın cezalandırılmasını öngörüyor. Tarihi gerçekleri ve bilimi dikkate almayan, fikir ve ifade özgürlüğünü hiçe sayan bu faşizan yasa müsveddesi, Fransız Parlamentosu´nda 18 Mayıs tarihli oturumda da gündeme gelmiş, ancak gerek Türkiye´den gerekse Fransız iş dünyasından gelen tepkiler üzerine "zaman yetersizliği" gerekçesiyle oylanması ertelenmişti. Şimdi 12 Ekim´de de benzeri bir gelişme olabilir mi? Fransa´da 2007 yılında hem Cumhurbaşkanlığı, hem de parlamento seçimleri var. Ülkelerindeki Ermeni lobisini gücünün çok abartılı biçimde algılayan Fransız politikacılarının bu kez yasa müsveddesini ertelemesi beklenmiyor. Peki, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ne yapar? Türkiye ile ilişkilerin bozulmasından yana olmasa da, o da Ermenistan gezisinde, bu müsveddeyi engellemek yerine sahipleneceğini belli etti. Hatta daha da ileriye giderek, AB´ye girebilmek için Türkiye´nin Osmanlı İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen Ermeni soykırımını kabul etmesi gerektiğini savundu. * * * Bu durumda ne yapmalıyız? Ne yapabiliriz? Hiç kuşkusuz, sonuç alamayacak olsak da, olaylara seyirci kalamayız. Görmeyen, duymayan, konuşmayan üç maymun rolünü oynayarak bu sorunla baş edemeyiz. Yasa müsveddesi kabul edilirse, Fransa Ermeni soykırımının asılsızlığını sergilemeyi yasaklayan ve cezalandıran ilk ülke olmayacaktır. Benzeri ırkçı nefret yasaları daha önce, aralarında uygar ve özgürlükçü görünümlü İsviçre ve Kanada´nın da olduğu başka ülkelerde de kabul edilmişti. Ancak Fransa´nın bu ülkeler kervanına katılması özellikle önemlidir. Bu, sözde Ermeni soykırımı iddialarının Avrupa genelinde yayılmasını ve Türklüğe karşı bir tür ırkçı nefret dalgasına dönüşmesini hızlandıracaktır. Elbette, Türkiye´nin Cumhurbaşkanlığı, TBMM ve hükümet düzeyinde yapılacakları vardır. Ancak bu ve benzeri resmi diplomatik girişimlerle yetinmek doğru değildir. İş alemi, basını ve sivil toplum kuruluşları olarak bir araya gelinmeli, Türk ulusu hep birlikte ayağa kalkmalıdır. Yaşadıkları ülkenin yurttaşlığına geçmiş olsalar da, yurt dışındaki soydaşlarımız de, sadece Fransa´da değil, artık dünya genelinde "biz de varız" diyebilmelidir. Avrupa basınında, fikir ve ifade özgürlüğünün suçlanamayacağını, tarihin çarpıtılarak güncel politika haline getirilemeyeceğini anlatan kampanyalar düzenlenmelidir. Bir süre önce, tarihin önyargılarla açıklanamayacağını dile getiren Fransız bilim adamları ve aydınları, Avrupa´da benzeri görüşte olanlarla birlikte yeniden harekete geçirilebilmelidir. * * * Varsayalım ki, gereken her şey yapıldı ama sonuç alınamadı. Fransız Parlamentosu özgürlükleri ve tarihi gerçekleri katletti.. Ne olacak? Türkiye bu durumda da çaresiz değildir.. Türkiye, bütün bu ülkelere karşı toplu bir diplomatik atak geliştirebilir. Örneğin, Ermeni soykırımı yalancısı ülkelerdeki Türk Büyükelçileri hep birlikte "Ermeni soykırımı yalandır.. Yaşanan olaylar, Ermenilerin isyanı ve işgal devletlerinin yanında yer almasıyla tetiklenen bir savaş trajedisidir" açıklaması yapsalar ne olur? Herhalde büyükelçilerimiz tutuklanacak ya da yargılanacak değildir. Tarihin çarpıtılmasına karşı çıktıkları, gerçekleri dile getirdikleri için, en çok "istenmeyen adam" ilan edilebilirler. Bu durumda da Türkiye, aynı karşılığı verip bu ülkelerle diplomatik ilişkilerini Büyükelçi düzeyinin altına düşürebilir. Ötesinde, soykırım yalancılığında ısrar eden ülkelerin şirketlerin Türkiye´deki ihalelerden dışlanmaları da gerekir. Böylece bilinir ki, bir ülkenin parlamentosu hiç üstüne vazife olmadığı halde soykırım yalancılığına soyunur ve bu yanlışından dönmezse, o ülkenin şirketleri Türkiye´deki iş pastasından pay alamazlar. Pay almak istiyorlarsa, ülkelerindeki neo-faşist Türkiye düşmanlığına karşı mücadele etmeleri gerekir. "Bu kadarı da fazla. Türkiye bütün dünyayı karşısına mı alacak, yalnız kalır" diye korkanlar olabilir. Ancak, korkunun ecele faydası yoktur. Türkiye, Ermeni soykırımı yalanına tepki göstermeyince kendisi için dost biriktirmiyor. Tam aksine, ırkçı nefretin daha da gelişmesini, yayılmasını cesaretlendiriyor. Saldırılar arttıkça da yalnızlaşıyor. Bu olumsuzluğun aşılabilmesi için, Türkiye´nin devleti ve ulusuyla kendisine sahip çıkması kaçınılmazdır.
Uluç Gürkan
http://fr.f266.mail.yahoo.com/ym/Compose?To=ulucgurkan@ulucgurkan.net
 
www.sitemerkezi.net iYiSite.NeT Türkiye'nin En iYi Siteleri Site Ekle référencement marketing et
Hitinizi artirin Melinet WEB Design